Herkese selaaam!
Canlı olarak stand-up izleme serüvenim, Ankaralı Kemküm ekibinden çok sevdiğimiz Ali Fuat arkadaşımızın açık mikrofon gösteri davetleri ve onun sayesinde keşfettiğimiz komedyen grupları izlemeye başlamamızla oldu diyebilirim. Aralarından “kara mizah”ı ile dikkat çeken bir isim olarak, şimdilerde İstanbul- Ankara arası gidip gelmeli stand-up kariyerindeki Deniz Göktaş, son izlediğim tek kişilik IF! performansından sonra acaba burada da birkaç soru yayınlasak nasıl olur diye merak uyandırmıştı. Stand-up dünyasına aşina olmayanlar için aydınlatıcı olacağını düşündüğüm sohbete dahil olmak isterseniz okumaya devam edin!
– Kendinden ve yaptıklarından kısaca bahseder misin?
Ben Deniz, 25 yaşındayım. ODTÜ Psikoloji bölümü mezunuyum. Kadir Has Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon yüksek lisansı yapıyorum. 1.5 yıldır stand-up için sahneye çıkıyorum. Bir yandan da sinema için bir şeyler yazıp çekmeye çabalıyorum.
– Hayatının dönüm noktası var mı? Varsa nedir?
Direkt dönüm noktası denebilir mi bilmiyorum ama kendimle ve hayatla ilişkimi değiştiren iki temel olay var: İlki ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ni bıraktıktan sonra sınava tekrar hazırlanıp psikoloji bölümüne geçmek. Hep başarı ve sayısal odaklı yetiştirildiğim için keskin bir değişim oldu benim için. En önemli kısmı ise aile, para, harcadığım emek vb. faktörleri karşıma alıp böyle büyük bir mevzuda kendi istediğim şeyi tercih etmek benim için imkansız ve çok cesur bir hareketti. Bunu becerebilmek kendime güvenimi arttırdı.
Diğer olay ise 1.5 yıl önce bir açık mikrofon gecesinde sahneye çıkmak. Gündelik iletişimi bile beceremeyen biri olarak –çocukluktan beri hevesim olsa da- stand-up yapmak benim için çok uzak bir ihtimaldi. Ama sahneye çıkınca çok rahat hissettim. Önceden hazırlanıp, tek başıma konuşunca sosyal sıkıntılar kayboluyormuş. Keşke hayat da böyle olsa.

– Stand-up kitlesi hakkında ne düşünüyorsun? Onlara kendini yakın buluyor musun?
Birbirine benzeyen insanlardan oluşmuyor tabi. Kadıköy kitlesi başka, Ankara başka, ana akımı takip edenler başka… Bazısı her şeye açık. Bazısı Cem Yılmaz beklentisiyle geliyor ve o kadar gülmeyince ya da “can sıkıcı” konulardan bahsedilince hayal kırıklığına uğruyor. Kimisi direkt Amerikan ya da İngiliz komedisi bekliyor. Ama hem Netflix hem de giderek artan gösteriler sayesinde stand-up izleyen insan sayısı artıyor. Yeni ilgilenmeye başlayan tayfa farklı komedi tarzlarına da açık.
Bence komedinin şöyle güzel bir olayı var. Aynı şeye gülmek iki insanın ortak noktaları ve hayata bakışı hakkında birçok ipucu veriyor. Doğal olarak beni izlemeye gelen ve anlattıklarımla bağ kuran insanlara kendimi yakın hissediyorum. Hatta normalde farklı siyasi görüşlerden, sosyoekonomik sınıftan olduğumuz için konuşacak hiçbir şeyimin olmadığını düşündüğüm insanlara da haksızlık ettiğimi fark ettim.
– Nasıl bir haksızlık yani?
Gösteri çıkışında ettiğimiz sohbetlerden birçok ortak noktamız olduğunu gördüm. Sevmelerini hiç beklemediğim şakalardan keyifle bahsediyorlar. Sahne vesilesiyle birçok farklı kesimden ahbabım olmuş oldu.
– Seni merak edenler sana nereden ulaşabilir ve seni takip edebilir?
Youtube’dan ya da Instagram hesabımdan takip edebilirler. @idgoktas
– Okuyanlara iletmek istediğin bir mesaj var mı?
BOL BOL BLOG OKUYUN! Bence şu içmekten daha faydalı. 🙂